Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü’nde düzenlenen basın toplantısında sarı lacivertli kulübün gündemine dair konuştu.
Ali Koç’un açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Bugünkü toplantıyı, Fenerbahçe – Trabzonspor maçı öncesindeki atamalarda yaşanan tuhaflık, duyduğumuz endişeyi maç sonunda niye endişe duyduğumuzu paylaşacağımızı söylemiştik. Endişemizde haklı olduğumuz ortaya çıktı. Bu sürede öbür şeyler de oldu son 2 günde. 8 Mart günü TFF’nin aldığı karar ülke futbolunu karmakarışık ülkü getiren bir adımdır. Bizler de ne kadar endişeli olduğumuzu paylaşmakta üzülerek haklı çıktığımızı gördük.
Hazırlanırken güçlük çektim, öyle fazla malzeme var ancak… herkes diğerinden garip olan pek fazla malzeme var ama hangi birini paylaşacağıma hala karar vermiş değilim.
Önce Türk futbolundaki genel hale bakalım, daha sonra Fenerbahçe’nin düşüncelerinden bahsedelim. Futbol, milyonlarca taraftarı, kulüpleri, yatırım yapan sponsorları, yayıncı kuruluşu, basını içine bölge en büyük sektörlerden biridir. Futbol ülkedeki her haneye giren bir olgudur. Bugün Türk fdutbolunda kargaşa var, kargaşa var, kayırma var, adaletsizlik, şüphe, güvensizlik, yoğun dedikodu, yoğun lobi var. için her yolun mübah sayılması var. Marka değeri ve barındırdığı insan seviyesi her gün düşen. Her geçen gün kan kaybeden, vasatlığın norm haline dönüştüğü bir konuma el birliğiyle getirdik Türk futbolunu. Her yıl daha da kötü olan, kararlı bir şekilde geriye saran bir sistem içerisindeyiz. Biaz olsun güven,le, liyakatle, adamcılıktan uzakta, lobilerden uzak, adaletli şekilde yönetilse topluma zaralı değil faydası olan, ayağa kalkma gücüne kavuşabilecek bir değerdir. Futbol hemen birleştirmekten uzakta, toplumu ayrıştırabilecek bir konumdadır.
“FENERBAHÇE YILLARDIR BU SİSTEMİN EN BÜYÜK MAĞDURLARINDAN BİRİ”
Fenerbahçe, senelerdir bu sistemin en büyük mağdurlarından biridir. Fenerbahçe yeniden senelerdir bu sistemin karşısında duran kurumlardan biridir. Bu duruşumuzdan asla vazgeçmedik. Romantik gelse de er veya geç bizim gibi düşünenler galip gelecektir. Türk futbolunun paydaşlarının çoğunun bizlerle benzer noktaya gelmesi, sistemi sorgular ışık halkası gelmesi gelecek için umut vericidir. Oysa üzerine basarak söylüyorum ama bu sistem devam ettikçe baş altında gitmekten diğer alternatifimiz yoktur. İçinde bulunduğumuz bu durumla yüzleşmekten sorunların içinden de hiçbir zaman çıkamayız.
Fenerbahçe sistemli şekilde senelerdir bu dejenere sistemin hedefi olmuştur. Bazen son maçta, bazen sezon içinde en kritik dönemeçte darbe aldı. En yakın örneği geçen sezon. Hakem faciaları sebebiyle cepheli nesnel herkesin kabul ettiği gibi 12-15 puanımız gasp edildi. Ligin ne dek yakın bittiği besbelli. Bu bize kadar değil. Bu puan kayıpları gri pozisyonlardan da yok. Açık ve net pozisyonlarda bahşedilen kararlardan bahsediyorum. O dönemde ulusal bir kanalda program yapan iyi tanınmış bir hakem, her zaman şunu söyledi: “Fenerbahçe’ye karşı bir tutum var, hakem camiasından birileri Fenerbahçe’yi kazanan yapmayacak. Yemin ederek söylüyorum.” Bu kendi kafasında kurduğu bir şey de olabilir, gerçek tanıklarla yaptığı konuşmalardan edindiği hafıza de olabilir. Bu iddialara dair MHK’den soruşturmaya dair bir aksiyonu geçelim, basit bir açıklama bile gelmedi.
“FENERBAHÇE NEFRETİ TFF’NİN DAMARLARINA PEK BİR SİRAYET ETMİŞ Kİ…”
Sorumlu, adil, her kulübe eşdeğer mesafede olması gereken TFF’nin ilgili adımları atması gerekirdi. Bu, zan aşağı kalan hakemlerin vicdanını nve itibarını gözetmek için de gerekliydi. TFF’nin Fenerbahçe’ye bakışını bunlardan anlayabilirsiniz. Fenerbahçe nefreti TFF’nin damarlarına öyle bir sirayet etmiş ama, tanımlama yaptığımızda apar topar yanıt verip korkutma cüretini gösterdiler. Diğer kulüplerin ‘federasyonun içinden geçen’ açıklamalarını görmezden gelip bize bu şekilde yanıtlar verebiliyorlar. Son olarak da açıklamamızdan daha sonra savcıları göreve çağırdılar. Bir adım öteye gideyim, yüreğiniz varsa savcıları Fenerbahçe’yi tahlil etmek için göreve çağırın. Neye istinaden savcıları göreve çağırdınız? Geçmişte de bir takım kayda değer konular için ‘Savcılığa ilettik’ açıklaması yaptılar. Yargıya taşımadan önce kendi içinde bir çözümleme yaparsın sonra yargıya gidersin. Yargıya atıp için içinden çıkıyorlar.
Göreve geldiğimizden sonra bütün 10 açıklamamıza saatler içinde cevap verdiler. TFF, masraf limitlerini kullanmak açısından kulübümüzü zor durumda bırakır. Yeri gelir bize cezalar verir… Bize aleyhinde olan tutumlarını her fırsatta gösterdiler. Biz, Türk futbolunu bu zihniyetten kurtarmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.
“GECE YARISI ATAMASINDA BİR KASIT VAR MIDIR?”
Gelelim Trabzonspor maçımızın hakemi Zorbay Minik’e… Daha önce hiçbir hakem atamasında ‘Bunu atayın, bunu neden atadınız’ biçiminde pazarlığa girmemiş bir insanın, bir kulüp başkanının söylemleri olarak dinleyin lütfen. Hakem ataması hafta içi yapıldı. 6 maç bir saatte, öteki maçlar gece yarısına yakın açıklandı. 4 büyükler arasındaki mücadeleler puan tablosu nasıl olursa olsun son derece kritik, yüksek zorluk seviyeli maçlardır. Fenerbahçe – Trabzonspor maçının tarihi 16 Şubat’ta açıklandı. Zorbay Minik de 23:55’te açıklandı. Aynı gece, Zorbay Küçük Alanyaspor – Gaziantep FK Türkiye Kupası maçını yönetti. Maç uzadı, saat 23:20’de TFF, maç tebligatını Zorbay Ufak’e yaptı. Geleneklere vefalı kalan hoşgörüyle bu tahsis yapılsaydı bunlar yaşanmazdı. Bir müdahale olduğu apaçık fakat son derece acemi bir yaklaşım. Bu meslek, kalıplara böylece aykırı ki anlatmak zorunda kaldık. Zorbay Küçük’ün gece yarısı atanmasında bir hedef var mıdır? Sosyal medyada ‘Bir TFF yetkilisi bana ulaşmışi Zorb ay Minik’ü sormuş, ben de ‘adil yönetsin’ demişim. Böyle bir konuşma olmamıştır. Bu tayin, bize kadar son dakika değişikliğiyle gerçekleşti. Büyük ihtimalle bu maçın hakemi Zorbay Ufak değildi. Son anda atandı.
“BU HAKEMİN SİNİR PROBLEMİ OLDUĞUNU CÜMBÜR CEMAAT BİLİYOR”
Böyle bir maça atanan hakem önceki hafta maç almaz ya da güçlük seviysi düşük bir maç alır. Fiziken ve mental olarak büyük maça zorunlu hazırlıkları yapabilmesi için bu teamül uygulanır. Zorbay Minik için bunun uygulanması daha da önemlidir çünkü bu hakemin sinir probleminin olduğunu cümbür cemaat biliyor. En çok da sakatlanan hakemdir. Uzun süreli sahalardan uzaktan kalmıştır. Yönettiği bazı maçlarda futbolcularla polemiklere girdiği durumnları hatırlıyoruz. Bizim araştırmalarımıza göre o gece Alanya’da yatıyor, İstanbul’dan aktarmalı olarak Adana’ya gidiyor, sonradan İstanbul’a dönüyor. Dinlenmesi için 72 saatiş var. bir de hakemin yerine kendimizi koyup düşünelim; “Bu maçın hakemi galiba ben değildim, son anda karar değiştirip bana verdiler.”
İlk kez 4 büyüklerin arasında oynanan bir maça atandı. Yardımcılarıyla da öncelikle bir maçta birlikte çalıştı. Özensiz bir seçimse daha kötü. Keşke Alanya – Gaziantep maçının gözlemcisi hakem raporu yazmasaydı. Maç bittikten 20 dakika daha sonra görev yapılıyorsa demek ancak raporun bir anlamı yok.
Türk futbolunun ne dek amatörce, âmâ göze parmak bir şekilde yönetildiğini bu açıkladığım konulardan görebilirsiniz. Şu son dönemde yaşananları, Türk futbolu hiçbir süre yaşamadı. Bugün hakemlerin içinde bulunduğu psikoloji, ligin dinç tamamlanması açısından tehlike taşımaktadır. Maçın nasıl geçtiğini cümbür cemaat biliyor. Acayip bir kırmızı kartla erken dakikada maçtan koptuk. 82 dakikayı 10 birey oynadık. Çocuklara helal olsun, tribünlerimizi görmek istediği seviyede mücadele verdiler. Natürel, ‘Bu zamana kadar neredeydiniz?’ diye de sormak istiyoruz ister istemez.
TRABZONSPOR MAÇINDAKİ KIRMIZI KART
Mete Kalkavan kırmızı kart pozisyonunda VAR’a çağırıyor. Benzer Mete Kalkavan, önceki afta benzer pozisyona kırmızı kart vermemiş. Hakemin VAR’a giderkenki yüz halini gördünüz zaten. Bu da Fenerbahçe’nin rakiplerine aleyhinde ne kadar adaletsiz bir yarış içinde olduğunun örneğidir.
Bu maçın gözlemcisi, Denizli Spor İl Müdürü Ahmet İbanoğlu. Kendisi 8 Mart’taki kararda görevine son verilen isimlerden. MHK başkanı bu kararın daha önce alındığını söyledi. Maçtan önce bilmiyor muydunuz? Bu hafta Zorbay Küçük’e Başakşahir – Antalyaspor maçı verildi, Zorbay Küçük’e düşük anekdot veren gözlemci ile de yollar ayrıldı. Kırmızı kart gören İrfan Can’a 1 maç cinayet verildi. Ilk Elden kırmızı kart 2 maçtan başlar. Demek fakat kusur olmuş. Ama Zorbay Küçük bu hafta maç alıyor.
Kaosun en ince ayrıntısına kadar yükseldiği, kazananın da düşenin de öneminin kalmadığı bir yere geldik. Bu şekilde oynanacak ligin de kalitesi yerlere inmiştir. MHK’nin hakem seçimleri, sonucu emin olan maçlar, her türlü rezilliğin ortaya döküldüğü bir sezon yaşıyoruz. Hakemlerin görevden el çektirilmesiyle acayip ilişkiler de ortaya çıkmış oldu. Liyakatin yerine biatın istek edildiği, hakemlerin performans yerine kullanışlılıkla görevlendirildiği, vasatlığı kanıksandığı, ülkenin bir şehrinin tüm ülkeden büyük sayıldığı bir armoni içerisindeyiz. Bakalım bu armoni nasıl devam edecek.
FIRAT AYDINUS SÖZLERİ
Fenerbahçe olarak TFF ve MHK’nin hakemlerle ilgili aldığı karar hemencecik tepki verdik. Tepkimizin sebebi kararın alınış zamanıdır. Türkiye’de her kulüp hakemlerden şikayetçidir. Bu kangrenin bir lahza önce çözülmesinde de hemfikiriz fakat yöntemde kararlaştırılmış değiliz. şu anda en büyük endişemiz, yapılan bu hakem mühendisliğinin ileride kabul edilemeyecek sebeplerle yapıldığıdır. Her şeyin yapılma şekli vardır, yapılma zamanı vardır. Bu açıklamamızdan ‘Fenerbahçe hakemlerden memnun’ biçiminde kolay bir çıkarım yapılmasın. Fenerbahçe hakemliğin çözüm yollarıyla ilgili fikrilerini çok zamandır sunmuştur. Aylar süren bir alıştırma da olsa bu hamlenin niyetini sorgulamaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Kangren haline gelen hakem sorunlarını daimi bir çözüme kavuşturmak için tatmin edici liyakate sahip olmayan kişiler tarafından yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu değişimi yapacak şahısların kapasitelerinin olduğuna inanmıyoruz. MHK Başkanının söylediği gibi aylarca süren bir alıştırma olduğuna da kuşkusuz inanmıyoruz. Sayın başkan ‘Bunu ben yaptım, ben sorumluyum’ dedi. Muhakkak katılmıyorum. Hakemlerle bir online görüşme yapılıyor, seminer diyelim. Ekranda Fırat Aydınus’u görüyor. ‘Aa sakal bırakmışsın’ diyor. Fırat Aydınus da ‘Bunları siz araştırıp bilebilirsiniz, yüzümü ve vücudumu dinlendiriyorum’ diyor. MHK Başkanı ‘Neden dinlendiriyorsun?’ diyor. Aydınus da ‘Ben de sebebini size soracaktım’ diyor. MHK başkanı sebebini bilmediğini söylüyor. Fırat Aydınus da ‘O zaman sebebi kimse gidip birlikte soralım’ diyor. Fırat Aydınus Rizespor maçının gerisinde kazığa çekilmişti biliyorsunuz.