İstanbul’da yaşayan 34 yaşındaki mimar M. A. yaklaşık bir aydır kiralık konut arıyordu. O güne dek gördüğü daireler ya bütçesini aşıyordu veya dairenin içi istediği kriterlere uygun değildi. Ta ki o ilanı görene dek… Türkiye’nin en bilindik emlak sitelerinden birinde istediği lokasyonda bütün da bütçesine yerinde temiz bir daire ilanı fark etti.
Minik bir havuzu ve spor salonu bulunan ufak bir sitede 2+1 dairenin fiyatı 4000 TL idi. Emsallerine kadar keza konum keza de fiyat bakımından oldukça iyi olan dairenin fotoğraflarını inceledi ve vakit kaybetmeden ilanın sahibini aradı.
Telefonda karşısına çıkan birey fazla kibar bir beyefendi idi. M. A.’ya kendisinin ev sahibi olduğunu, daha önceki kiracı ile bıkkınlık yaşadıklarını, evi yalnızca güvenilir insanlara atamak istediklerini söyledi. Daire ile ilgili kendisini fazla birey aradığı için hitabe burada sonlandı fakat whatsapp’tan yazışmaya devam ettiler. Konut sahibi olan genç sahiden İzmir’de yaşadığını, bu evde bugüne kadar annesinin yaşadığını ama 1 ay önce annesinin ölüm ettiğini yazdı. Evi fazla çabuk bir şekilde güvenebileceği birine kiraya verip İzmir’e döneceğini söyledi.
M.A. hem evi çok beğenmişti ayrıca ev sahibinin fazla sürükleyici birisi olduğunu düşündü. Evi tutmaya karar verdi, daireyi kiralamak istediğini söylemek için ilanın sahibini aradığında adam ağlamaklı bir şekilde bir doktor ile anlaştıklarını ve kaporayı aldığını söyledi. M.A. fazla üzüldü fakat ‘Sağlık olsun’ diyerek görüşmeyi sonlandırdı.
M.A. bu konuşmadan yaklaşık yarım saat sonra aynı kişiden sesli mesaj adlı ve mesajı daha dinlemeden heyecanlandı. İlanın sahibi, bir önceki mesajda evi kiraladığını söylediği doktorun kendisine evde tek kalacağını belirttiğini oysa kaporayı yatırdıktan daha sonra sağlık durumu çalışanı 2 arkadaşı ile evi paylaşacağını söylediğini, buranın bir aile apartmanı olduğunu ve buna müsaade etmeyeceklerini, bu yüzden evi ona kiralamaktan vazgeçtiğini ve kaporayı iade ettiğini belirtti. “Hatta biz artık kime güveneceğimizi şaşırdık hanımefendi” demeyi de ihmalkârlık etmedi. İlanın hala yayında olduğunu çünkü o kişiye evi vermekten vazgeçtiğini bildirdi.
M.A. kaçırdığı için üzüldüğü dairenin tekrar önüne gelmesine fazla sevindi ve bu sefer erken davranıp kaçırmamak için hemencecik adamı aradı ve daireyi kiralamak istediğini söyledi. Kendisine verdiği IBAN numarasına bir kira bedeli olan 4000 TL’yi hiç sorgulamadan yatırdı ve iki gün sonrası için evi bizzat görmek üzere sözleştiler.
Ertesi gün evi görmeye gitmeden önce ilanın sahibini arayan M.A., karşısında tarafın telefonu kapalı olduğu için ulaşamadı. Çekmeyen bir yerdedir diyerek 5 dakika arayla baştan aradı fakat maalesef yeniden kapalıydı. Bir saat sonra aradığında ise telefon çaldı. Bütün derin bir nefes alacaktı oysa telefon yüzüne kapandı. İşte o süre içine bir kurt düştü ve dolandırılmış olabileceğini düşündü.
“İki gündür size ulaşamıyorum, konut için birincil kira bedelimi yatırdım lakin paramı alıp kayboldunuz. Yarın savcılığa gidip davacı olacağım, sonradan da dava açacağım size” yazdı. 4 dakika sonra cevap geldi. “Hatalı attınız galiba ne evi…”
“Tüm yazışmalarımız, ses kaydınız, banka bilgileriniz ve parayı yatırdığıma dair dekontlarım duruyor, ya paramı geri iade edersiniz ya da savcılıkta anlatırsınız ne evi olduğunu” yazıp derhal telefona sarıldı ama ne mesajı karşısında tarafa ulaştı ne de telefona yanıt veren. Yeniden denediğinde ise operatör o telefon numarasının artık kullanılmadığını söylüyordu.
Evet ilanı veren profesyonel bir dolandırıcıydı, M.A. ise hayalini kurduğu daire uğruna dolandırılan yüzlerce mağdurdan yalnızca biri…
O gün kaç birey dolandırıldı bilmiyoruz fakat M.A. ertesi gün dediği gibi elinde bulunan bütün delillerle (whatsapp yazışmaları, yayınlanan ilan, ses kaydı, banka dekontlar) birlikte savcılığa başvuruda bulundu.
M. A’.nın avukatının yaptığı araştırmaya göre paranın yatırıldığı banka hesabının sahibi dolandırıcının kendisi yok. Meğer o hesabın sahibi de bu dolandırın kurbanlarından biri. Kapora istediği insanlara verdiği IBAN numarası yabancı uyruklu ve bu kişinin hesabı hacklenmiş. İşte böylece bu dek korkusuzca bu suçları işleyebiliyor.
Peki, M.A.’nın yaşadığı gibi bir üçkâğıt olayına maruz kaldığımızda ne yapmalıyız? Yazışmalarımız, banka dekontlarımız kanıt olarak kullanılabilir mi? Uzmanlar ne diyor?
Avukat Belirlenmiş Ulusoy:
SUÇUN İNTERNET ÜZERİNDEN OLMASI CEZAYI ARTTIRIR
Dolandırıcılığın, Türk Canice Kanunu’nun 157. Maddesinde “Haksız davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun ya da başkasının zararına olarak, kendisine ya da başkasına bir fayda sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla değin hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.” biçiminde düzenlendiğini söyleyen Ulusoy, “İnternet sitesi üzerinden verilen gerçek dışı satılık/kiralık ilanı ile kendisine mali fayda karşılayan kişilerin dolandırıcılık suçunu işlediği tartışmasız. Bu suçun bilişim sistemi ve banka kullanılarak işlenmesi ise cezayı arttıran bir unsur.” dedi.
ZARARIN KARŞILANMASI MÜMKÜN
Peki böyle bir dolandırıcılıkla karşılaşıldığında ne yapılmalıydı?
Ulusoy, bu şekilde dolandırılan kişilerin dolandırdıklarını anladıkları an süre kaybetmeksizin hemen kabahat duyurusunda bulunması gerektiğini vurgulayarak, “Aksi halde dolandırıcılara ulaşılması ve ulaşılsa bile gönderilen paranın hesapta olmaması sebebiyle iadesi mümkün olmaz. Dolandırıcılar internet sitesinde reel ad kullanmadıkları için kabahat duyurusunda irtibat kurulan telefon numarasının ve paranın gönderildiği hesabın belirtilmesi ve de dekontun eklenmesi gerekir. Yahut dolandırıcılara ulaşılması hemen hemen imkânsız. Ayrıca suç duyurusunda hesaba bloke konulması da mutlaka istek edilmeli. Somurtkan halde dolandırıcılar yakalansa bile hesaptaki paranın iadesi olası olmayacaktır.” ifadelerini kullandı ve ekledi:
“Savcılık dolandırıcılar hakkında ilk olarak hesaba bloke atama, nezaret kararı gibi gerekli soruşturma işlemlerini yapar. Savcılık tarafından yapılan soruşturma olumlu sonuçlanır ve dolandırıcılar saptama edilirse haklarında iddianame düzenlenecektir. Dolandırıcıların hesaplarında para bulunması halinde bu para müsadere edilir. Talep halinde müsadere edilen paranın dolandırılanlara iade edilir. Cinayet yargılaması sırasında dolandırıcıların kimliği saptama edildikten daha sonra dolandırılan hukuk yargılaması ile zararlarının karşılanması için tazminat talebinde bulunabilir. Hukuk yargılamasında icra takibi ve tazminat davası ile de zararın karşılanması muhtemel.”
İNTERNET SİTELERİNİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOK
Emlak sitelerinde yapılan dolandırıcılıklarda internet sitelerinin bir yükümlülüğü olmadığını söyleyen Ulusoy, “Kanunda arabulucu hizmet sağlayıcıların, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan hakiki ve tüzel kişiler kadar sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal ya da hizmetle ilgili hukuka tutarsız bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla mesul olmadığı düzenlenmiştir. Ama bizce bu kanun hükmü değişmeli. Zira ırk bu sitelerinin uyandırdığı güvenden dolayı aleyhinde tarafa kolayca inanıp zarara uğramakta.”
Uluslararası bir emlak danışmalık şirketinin Türkiye Başkanı Gökhan Taş
YAZILI ONAYLAMA OLMADAN KAPORA GÖNDERİLMEMELİ
Konut kiralayacak kişilere dolandırıcıların tuzağına düşmemeleri için önerilerde yer alan Taş, ilk kez fiyat konusuna dikkat çekti.
“İlanlarda normalin dışarıda bir fiyat varsa, halk müziği fazla daha ihtiyatlı yaklaşmalı. Konut alacağı ya da kiralayacakları zaman kurumsal bir firma ile çalışmayı seçim etmeleri lazım. En önemli detaylardan biri de mülk sahibi ile iletişime geçmeden ve yazılı bir onay olmadan katiyen kapora gönderilmemeli. Bunlara uyarı edildiğinde dolandırılma ihtimali yaklaşık olarak sıfırlanır.”
YETKİ BELGESİ YOKSA EMLAKÇI OLAMAZ
Son zamanlarda çok artı sahte emlakçı türediğini gösteren Taş, yetki belgesi olmayan birine emlakçı denilmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Yetki belgesi olmayan emlakçılarla muhakkak çalışılmamalı. Emlakçı olduğunu söyleyen ve gayrimenkul satmak/kiralama yapan herkesin yetki belgesini göstermesi lazım. İnternet siteleri ise yönetmeliğe tarafından bu doküman numaralarını paylaşmak zorunda. Ancak bazıları yazıyor, bazıları ise maalesef yazmıyor.” dedi.
Gayrimenkul Danışmanı Gülcan Altınay
HERKES İLAN VEREBİLİYOR
Güvenilir internet sitelerinde resmi emlak ofisi, ücret levhası ve yetki belgesi olmayan kimsenin üyelik yapamadığına değinen Altınay, “İnternet sitesi üzerinden kiralık ilanlarına bakarken ilk önce bildiri bilgileri bölümünün ‘kimden’ yazar kısmına bakmak gerekiyor. Eğer emlak ofisi yazıyorsa belgeli ve resmi bir emlak ofisi. Oysa yazmıyorsa herhangi biri hatta sahiden o dairenin sahibi bile olmayabilir. Çünkü bu sitelere cümbür cemaat ilan verebiliyor.” dedi.
GÜVENLİ ŞEKİLDE İLERLEMEK İÇİN…
Altınay, mal sahipleri genelde dairelerini güvendikleri emlakçılara teslim ettiklerini söyledi ve bu durumda en güvenli şekilde nasıl ileri gitmek gerektiğini ifade etti.
“Öncelikle kiralayacağınız gayrimenkulün tapusunu bakmak istemelisiniz. Üstünde yazar mülk sahibinin kimlik bilgilerini alıp sorgulama yaptırabilirsiniz. Gerçekliğine belirli olduktan sonra tapuda yazan mal sahibinin kendi hesabına ödemeniz gereken peşinat ve depozito kısımlarını devlete ait yoldan açıklamalı bir şekilde havale yapabilirsiniz. Emlak firmasına ödenecek tutarı ise firmanın kendi hesabına yapmalısınız.”
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa
BÖLGEDEKİ DİĞER EV FİYATLARI TEFTIŞ EDİLMELİ
Son zamanlarda kiralık konut sıkıntısının had safhaya ulaşmasının emlak dolandırıcılarının iştahını kabarttığını söyleyen Aşa, “Değerinden düşük ilanlarla cazibe yaratıp daha sonra farklı senaryolarla insanları ikna edip peşinat veya kapora alıyorlar. Bu koşul doğrusu azıcık da vatandaşların ‘kelepir buldum, ucuza kapattım’ gibi fırsatçı yaklaşımlardan da kaynaklanıyor. Bu gibi bir ilanla karşılaşıldığı zaman vatandaş düşünmeli ve azıcık araştırma yaparak o bölgedeki fiyatları kontrol etmeli. Fazla fark varsa kuşkusuz bir bıkkınlık çıkacaktır.” dedi.
EMLAKÇININ YETKİ BELGESİNE İNTERNET ÜZERİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ
Kiralanacak evi görmeden ve fotoğraftakilerle benzer ev olduğunu onaylama etmeden hiçbir şekilde ödeme yapılmaması gerektiğini vurgulayan Aşa, İnternet sitelerinde de bu müşteri bir ilanla karşılaşıldığında icabında duyuru portalını arayıp bu ilanın sahte olabileceğini anlatmak gerekiyor. Hem Ticaret Bakanlığı’na da şikâyet oluşturabilirler. Görüştüğünüz emlakçının yetki belgesi olup olmadığını internet üzerinden ‘Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesi Sorgulama’ adresinden öğrenebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.